Roma Gezi Rehberi

Yılda milyonlarca turistin ziyaret ettiği, geçmişi günümüze taşıyan eşsiz mimari yapıları, dünyaca ünlü mutfağı, restoranları, eğlence merkezleri, modaya renk veren tasarımcıları ve sayısız alışveriş yerleri ile hareketli bir şehirdir. Roma Gezi Rehberi yazımızda gezilecek yerler, yeme içme kültürü ve gece hayatından bahsedeceğiz.

Roma Gezi Rehberi

İçerik

Antik Roma Krallığı, Roma İmparatorluğu ve Roma Cumhuriyetine başkentlik yapmış, 2500 yıllık tarihe sahip bir şehir Roma. Yılda milyonlarca turistin ziyaret ettiği, geçmişi günümüze taşıyan eşsiz mimari yapıları, dünyaca ünlü mutfağı, restoranları, eğlence merkezleri, modaya renk veren tasarımcıları ve sayısız alışveriş yerleri ile hareketli bir şehirdir. Roma Gezi Rehberi yazımızda gezilecek yerler, yeme içme kültürü ve gece hayatından bahsedeceğiz.

Roma’da Gezilecek Yerler

Antik Roma Krallığı, Roma İmparatorluğu ve Roma Cumhuriyetine başkentlik yapmış, 2500 yıllık tarihe sahip bir şehir Roma. Yılda milyonlarca turistin ziyaret ettiği, geçmişi günümüze taşıyan eşsiz mimari yapıları, dünyaca ünlü mutfağı, restoranları, eğlence merkezleri, modaya renk veren tasarımcıları ve sayısız alışveriş yerleri ile hareketli bir şehirdir. Roma Gezi Rehberi yazımızda Roma’da gezilecek yerleri sizler için derledik.

Roma Gezi Rehberi
Roma Gezi Rehberi

Kolezyum

Roma‘daki en önemli tarihi ve turistik yapıların başında gelen devasa Kolezyum temelde bir arkeolojik kalıntı. Ancak bu kadar basit değil elbette. 2 bin yaşındaki bu yapı dünyanın en çok turist çeken yapılarından biri olmakla birlikte zaman içerisinde yıpranmış, bazı bölümleri yıkılmış veya deforme olmuş. Öte yandan hala ilk günkü ihtişamını koruyarak gezginlere, gözlerini kapattıklarında arenada çığlık çığlığa bağıran on binlerce izleyiciyi, yaşanan gladyatör dövüşlerini, saldıran ve öldüren yırtıcı hayvanları zihinlerinde canlandırabilme etkisini yaratabiliyor. Elbette Roma’nın Dev Arenası sadece gladyatör dövüşleri gibi saldırgan oyunlara ev sahipliği yapmadı. İdamlar, tiyatro oyunları ve çeşitli gösterilerin, zaman zaman da kutlamaların yapıldığı Kolezyum, günümüzde Roma’ya giden her gezginin ilk uğrak noktalarından da biri.

Constantinus Kemeri

Kolezyum’un hemen dışında ve yanında yer alıyor. Tarihçesinin de Kolezyum’la direkt bir bağlantısı yok ancak yan yana olduğu için birlikte görülebilecek yerlerden biri.. Roma’nın ilk Hıristiyan hükümdarı Constantin’in Maxentius’a karşı kazandığı zaferi onurlandırmak için Roma Senatosu tarafından M.S. 312 yılında yaptırılan 21 metre yüksekliğindeki yapı yan yana 3 kemerli girişten oluşuyor.

Roma Forumu

Geçmişi Milattan da öncesine dayanan Roma Forumu bugün bizlere tapınaklar, bazilikalar, zafer takları, kemerli sütunlardan oluşan bir arkeolojik kalıntı olarak görünse de aktif olarak kullanıldığı 1000 yıllık süreçte Roma‘nın siyasi, ticari ve hukuksal hayatının merkeziymiş. Elbette Forum ilk yapıldığında bu kadar büyük değilmiş ancak şehir büyüdükçe Roma Forumu da yeni yapılarla büyümüş ve ilkel bir çarşıdan Roma İmparatorluğu’nun yönetim merkezine dönüşmüş.

Venedik Meydanı

Roma’nın en işlek meydanlarından olan Piazza Venezia, şehrin merkezi sayılır. İtalya’nın Kral II. Victor Emmanuel’in yönetimi altında birleşimini kutlamak amacıyla yaptırılan ünlü Vittorio Emanuele II Abidesi meydan çevresinde yer alan en önemli yapılardandır.

Meydanın batı tarafında yer alan Palazzo Venezia, sanat sergilerine ev sahipliği yapan bir Rönesans sarayıdır. Saray, 1455-64 yılları arasında, daha sonra II. Paulus adıyla Papa olan Venedik Kardinali Pietro Barbo için inşa edilmiştir. Kimi zaman papalık konutu, kimi zaman da Venedik elçiliği olarak kullanılan saray 1916 yılından bu yana devlete aittir.

Günümüzde saray Museo del Palazzo Venezia’ya (Venedik Sarayı Müzesi) ev sahipliği yapmaktadır. Saray, balkonundan Mussolini’nin dinleyicilerine hitap etmesi ile de ünlüdür.

Vittorio Emanuele II Abidesi

Roma’nın ünlü anıtlarından olan Vittorio Emanuele II Abidesi, şehrin hareketli meydanlarından Piazza Venezia’da (Venedik Meydanı) yer alır. Altare della Patria olarak da bilinen anıt, Giuseppe Sacconi tarafından Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için 1885-1911 yılları arasında yapılmıştır.Bu anıtın inşası için civardaki birçok yapı kaldırılmıştır. Kaldırılan yapılar arasında Tower of Paul III (III. Paul Kulesi), Palazzo Venezia’yı bağlayan köprü ve tepenin eteklerinde bulunan diğer birkaç bina da vardır.

Vittorio Emanuele II Abidesi’nin alt kısmında İtalya Birleşme Müzesi (Museum of Italian Unification) bulunmaktadır. Abidenin üst bölümünde bir seyir terası yer almaktadır. Dilerseniz Roma’nın güzel manzarasını bir de bu noktadan seyredebilirsiniz.

Trevi Çeşmesi – Aşk Çeşmesi

Aşk Çeşmesi diye bilinen Roma’nın La Dolce Vita diye lakap takılan bölgesindeki Trevi Çeşmesi(Fontana Di Trevi) kenti ziyaret eden her turistik uğrak noktası. Hatta turistik seyahatler bir yana, iş için Roma‘ya gidenler bile diğer tarihi yapıları görmeseler de biraz zaman yaratıp Trevi Çeşmesi’ne mutlaka uğruyorlar. Aslında yılda 10 milyona yakın kişinin ziyaret ettiği çeşmeyi bu kadar popüler yapan tek bir sebep de yok. Yapımındaki ince zanaatkarlık, nefis bir estetik kurgu, zamanla ortaya çıkan ve bu çeşmenin önündeki havuza para atmanın kişiye tekrar bir Roma seyahati vaat etmesi geleneği, gece ışıklandırmalarıyla çeşmenin nefes kesici güzellikte görünmesi bu sebeplerden belki de sadece birkaçı. Ancak sebep her ne olursa olsun güzeller güzeli Trevi Çeşmesi Roma’daki En Romantik Yer olarak zihninizde yer etmeye aday.

Rivayete göre çeşme adını Roma İmparatorluğu döneminde askerlere su kaynağı gösteren bakire Trivia‘dan almış. Ayrıca Trevi Meydanı’na çıkan 3 yoldan dolayı isminin İtalyanca’da 3 Yol anlamına gelen Tre Vie kelimelerinin birleşiminden de türediği de söyleniyor.

İspanyol Merdivenleri

İspanyol Merdivenleri ve merdivenlerin bulunduğu Piazza di Spagna (İspanyol Meydanı), Roma’nın en hareketli bölümlerinden biridir. Adını bölgede yer alan İspanyol Elçiliği’nden alan meydan, gece gündüz hem Romalıların hem de turistlerin en sevdiği yerlerden biridir. Meydanının bu kadar popüler olmasının nedeni meydanda yer alan şehrin ünlü merdivenleridir. 1723-1726 yılları arasında Francesco De Sanctis tarafından Kral XV. Louis için tasarlanan İspanyol Merdivenleri’nin yapım amacı üst bölümünde yer alan Trinita dei Monti Kilisesi’ne meydandan ulaşım sağlamaktır.

Pantheon

Pantheon, Antik Roma döneminden kalan ve en iyi şekilde korunmuş olan bir tapınaktır. Günümüzdeki Pantheon aynı yerde yapılan üçüncü yapıdır. Önceki iki yapı yangınlarda tahrip olmuştur. Pagan Roma tanrılarına adanan Pantheon, M.S. 118 – 125 yılları arasında inşa edilmiştir. Yapı, 609 yılında Bakire Meryem Kilisesi olarak kutsanmıştır ve bu Antik Roma’nın neden en iyi korunmuş binası olduğunu açıklayabilir.

Pantheon aynı zamanda krallar, ressamlar ve mimarların mezarlarının bulunduğu bir yerdir. Mihrabın solundaki şapelde Rönesans ustası Raffaello bir Roma lahdinde gömülüdür. 19. yüzyıl Kraliçesi Margherita eşi Kral I. Umberto ile yandaki şapelde yatmaktadır. Rotundanın (Daire şeklinde kubbeli bina veya oda) karşı tarafında birleşik İtalya’nın ilk kralı olan II. Vittorio Emanuele’nin cenaze anıtı bulunur.

Navona Meydanı

Navona Meydanı (Piazza Navona), Roma’nın en güzel ve hareketli meydanlarından biridir. Şehrin kalbinde yer alan meydan gece gündüz devamlı hareketlidir. Elips biçimindeki meydanın bulunduğu alanda İmparator Domitian tarafından M.S 1. yüzyılda yaptırılan bir stadyum yer almaktaydı. 30.000 kişi kapasiteli olan stadyumun yıllar içinde yıkılması ile ve Papa X. Innocent (1644-1655) bölgenin yeniden düzenlenmesini istemesinin ardından Navona Meydanı hayat bulmuştur.

Fiori Meydanı

Campo de Fiori, gece gündüz Roma’nın en hareketli meydanlarından biri. Rönesans binalarıyla çevrili olan bu meydan, sabahları burada kurulan sebze-meyve pazarının hareketliliğine, akşamları da kafe ve barlarda toplanan gençlerin eğlencelerine sahne oluyor.

Tiber Nehri ile Navona Meydanı arasında yer alan Campo dei Fiori’nin adı efsaneye göre Pompeo’nun sevdiği kadın Flora’dan almıştır. “Fiori” İtalyancada “çiçek” anlamına gelir. İsim aslında Ortaçağ’da, alan çayır çimenlikken verilmiştir. Başka bir inanışa göre ise meydana bu ismin verilmesinin nedeni verimsiz olan bu alanın verimli ve renkli hale getirilmesidir.

Popolo Meydanı

Piazza del Popolo (Popolo Meydanı), neoklasik tarzda tasarlanmış bir meydan olup Roma’nın en çok ziyaret edilen alanlarından biridir. Buraya şehrin kuzeyinden, bir zamanlar Porta Flaminia olarak adlandırılan, Antik Roma’dan kalmış bir geçit olan Porta del Popolo’dan geçerek varabilirsiniz. Meydanın günümüzdeki hali Giuseppe Valadier tarafından 1811 ve 1822 yılları arasında tasarlanmıştır.

Meydanın tam ortasında, Roma’nın en eski ve en uzun dikili taşlarından biri olan bir Mısır dikili taşı bulunmaktadır. Popolo Meydanı’nda, ünlü İtalyan Barok dönemi heykeltıraşı ve mimarı Gian Lorenzo Bernini tarafından tasarlanmış Santa Maria dei Miracoli ve Santa Maria adlı ikiz kiliseler bulunmaktadır. Avrupa’nın en güzel meydanları arasında yer alan meydan adını Santa Maria del Popolo Bazilikası‘ndan alıyor ve “Halk Meydanı” anlamına geliyor.

Aziz Melekler Kalesi

Castel Sant Angelo, Roma’nın en önemli tarihi yapılarından biridir. Görkemli bir kale olan yapı, adını, Papa Büyük Gregorius’un burada Melek Mikail’i gördüğü dinsel deneyimden alır. Kale, M.S 139 yılında Hadrianus ve ailesinin mozolesi olarak yapılmış, daha sonra İmparator Aurelianus’un yaptırdığı kent duvarlarına dâhil edilmiş, Ortaçağ’da kaleye dönüştürülmüş ve siyasi karmaşa dönemlerinde papaların ikametgâhı olmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan burada esir tutulanlar arasında yer almıştır.

Kalenin önünde Ponte Sant Angelo (Hadrian Köprüsü)yer alıyor. Hadrian Köprüsü, Roma’da bulunan en güzel köprüler arasında yer alır. Köprünün yan yüzeyleri travertendir. Tiber Nehri’ni 3 kemer ile geçen köprü Castel Sant Angelo ile seyre değer bir manzara oluşturur.

Trastevere Semti

İsmini Tiber Nehri’nin diğer tarafında olmasından alan ve Roma şehir merkezinden bu nehirle ayrılan Trastevere Bölgesi, Vatikan’ın güneyinde yer alıyor. Nehrin diğer tarafına geçenlerin hayran kaldıkları, şahane yerel pizza ve pastaları, şarapları, birbirinden şirin kafeleri, mikro birahanelerle dolu Arnavut kaldırımlı sokakları, sarmaşık kaplı tavernalarıyla hem bohem hem de oldukça estetik bir semt.

Roma’da Ne Yenir? 

Peynir ve şarap, İtalyan mutfağının önemli ögeleri arasındadır. Kahve (özellikle de Espresso) İtalyan mutfağında önemli bir yer tutar. En bilinen yiyeceklerden biri de tabii ki makarnadır. Dünya’nın en güzel şehirlerinden biri olan Roma’da İtalyan mutfağının birbirinden güzel lezzetleri ziyaretçilerini bekliyor. Roma Gezi Rehberi yazımızda Roma’da tadabileceğiniz lezzetleri sizler için derledik.

Pasta alla Carbonara

Bir spagetti çeşidi olarak anılsa da İtalyan geleneklerine göre spagettiden yapılması zorunlu değil. Kişisel tercihe göre herhangi bir makarnaya yumurta, peynir, domuz pastırması ve karabiber eklenerek yapılabiliyor.

Chicken Parmigiana

Tavuk göğsü ile rendelenmiş permesan peynirinin harika uyumu. Fırında pişirilen bu yemek, et sevenler için güzel bir damak tadı sunar. Dana eti veya pirzola şeklinde çeşitleri de vardır.

Osso Buco

Dana inciğinden yapılan bir İtalyan yemeğidir. Yağlanıp una bulanmış incik parçalarının kızartılmasının ardından diğer yan malzemeler, soğan, sarımsak, havuç, kereviz, defne yaprağı ile birlikte fırında pişirilmesi ile elde edilir. Üzerine domates sosu dökülerek servis edilir.

Minestrone

Kabak, ıspanak, soğan, havuç, pirinç, patates ve kuru fasulye bileşenlerinden oluşan vitamin deposu bir İtalyan çorbasıdır. Çorbaya ayrıca, fesleğen, sarımsak ve zeytinyağı karışımından oluşan bir de sos ilave edilir.

Carciofi alla Giudia

Romalı Yahudilerin tipik yemeği. Taze enginarların özel bir metotla kızartılmasıyla yapılır. Dışı kıtır kıtır, içi yumuşak ve sulu bir şekli vardır.

Fiori di Zucca

Kabak çiçeğinin ançuez ve mozerella ile doldurulup kızgın yağda kızartılmasıyla oluşturulur.

Bruschetta

Geleneksel anlamıyla fırınlanmış ekmeğe sarımsak sürüldükten sonra reyhan ve ince doğranmış domateslerin konulmasıyla yapılıyor. İtalyan tostu da denilebilir. Güzel bir atıştırmalık.

Filetti di Baccala

Fileto morina balığının kızartılmasıyla elde edilen çıtır çıtır ama çok da yağlı olmayan bir aperatif.

Panini

İtalyanlar sandviç konusunda ustadır ve pek çok sandviç çeşidi bulunur. Bunlardan biri de Panini’dir. Izgarada pişirilir ve en temel iki malzemesi domates ve maruldur. Jambon, pesto sosu vb. eklemeler yapılabilir.

Strozzapreti

Ev yapımı makarna.

Lasagna

Adını pişirildiği kaptan alsa da, makarna, et ve beşamel sosun kombinasyonundan oluşan leziz bir İtalyan yemeği.

Risotto

Et, tavuk veya sebze suyunda pişirilerek krema kıvamına getirilmiş bir tür pirinç pilavı. İtalyan mutfağının önemli yemeklerinden biri olan risotto, İtalya’da pirincin en yaygın tüketim şekillerinden biridir. Pek çok yörede pilava soğan ve şarap katılarak pişirilir.

Tortellini

İçi peynir veya kıyma ile doldurulan makarna çeşidi. Üzerine, ekşi sos veya domates sosu eklenir. Permesan peyniri ise olmazsa olmazıdır.

Suppli

Fransız kökenli bir kelime olan ‘sürpriz’ den türemiş aperatif bir yemek. Kızarmış pirinç topları içindeki erimiş mozarella lezzeti. Genelde bolonez sos ile servis edilir.

Gnocchi alla Romana

İtalyan buğdayı olan “semolina”, süt, yumurta sarısı ve muskat ile yapılıyor. Diğer Gnocchi’lerden farklı olarak, Roma usulü Gnocchi kaynatıldıktan sonra peynir eklenerek fırınlanıyor.

Coda alla Vaccinara

Sığır kuyruğunun soğan, havuç, pırasa, kereviz, defne yaprağı ve kekik ile haşlandıktan sonra domates sosuyla servis edilmesiyle elde ediliyor. Bütün lezzetlerin ve baharatların iç içe geçmesi için saatlerce pişiriliyor.

Pizza alla Romana

Roma usullü pizza ince çıtır çıtır bir hamurdan yapılmış, zeytinyağı ve biberiye ile renklendirilmiş bir pizza.

Tiramisu

Kahve, bisküvi ve Mascarpone adı verilen özel bir krem peynirle yapılır. Şekerini abartmadığınız sürece, yumuşak ve lezzetli bir kekiniz olur.

Panna Cotta

İtalyanların en lezzetli tatlılarından biridir. Kalın bir krema tabakası, yumurtanın sarısı ve balın karışımıyla yapılır. Fırında düşük ısıda pişirilir. Panna cottaya İtalyanlar “pişirilmiş krema” derler.

Ciambelle Al Vino

Şaraba bandırılarak yenilen bir çeşit bisküvi.

Crostata Di Ricotta

Tereyağı ile yapılan gevrek bir hamur ve bunun üzeri, meyve marmelatı, çikolata kreması, ya da ricotta bazlı bir krema ile kaplanılarak yapılan bir İtalyan tartı.

Gelato

İtalyan dondurması. İlk yapıldığında dağlardan gelen kar ile meyvelerin karışımıyla oluşmuş fakat günümüzde daha kremsi bir yapısı ve daha zengin bir lezzeti var.

Roma’da Ne İçilir?

Roma Gezi Rehberi yazımızda Roma’da tadabileceğiniz içecekleri sizler için derledik.

  • Espresso: Koyu kavrulmuş, Türk Kahvesi kadar olmasa da, yeteri kadar ince çekilmiş İtalya’ya özgü bir kahve türüdür.
  • Cappuccino: Espresso ile sıcak sütün kaynatılmasıyla yapılan bir kahve türü.
  • Macchiato: Az miktarda genellikle köpürtülen süt içeren espresso kahve türüdür. İtalyanca’da macchiato “lekeli, “benek benek” anlamına gelir. Bu nedenle caffè macchiato ‘nun doğrudan çevirisi “lekeli kahve” ya da süt benekli kahvedir.
  • Mocha: Diğer adıyla mocaccino, caffè latte’nin çikolata aromalı çeşididir. Mocha’nın birçok çeşidi vardır. Mocha’da çikolata şurubu, tatlı kakao tozu, dövülmüş kakao kullanılabilir. Mocha koyu acı kakaolu veya sütlü çikolata içerebilir.
  • Fontana Candida Frascati: Hafif ve lezzetli bir şarap.
  • Prosecco: Adını üzüm ve şarabın üretildiği Trieste yakınlarındaki Prosecco köyünden alan bir beyaz şarap.
  • Bellini: Prosecco ve şeftali püresi veya nektar ile yapılan bir kokteyldir.
  • Grappa: Hacmen yüzde 35-60 alkol içeren, kokulu, üzüm bazlı bir prina brendi. Grappanın tadı, şarabınkine benzer, kullanılan üzümün türüne ve kalitesine ve ayrıca damıtma işleminin özelliklerine bağlıdır.
  • Aperol Spritz: Şarap temelli bir kokteyldir.
  • Campari: Alkol ile sudaki bitki ve meyve infüzyonundan elde edilen bir aperatif olarak kabul edilen likördür. Koyu kırmızı rengi ve acımtırak tadı vardır.
  • Negroni: Cin, vermouth rosso ve portakal kabuğu ile süslenmiş bir kısmı Campari’den oluşan popüler bir kokteyldir.
  • Vermouth: Alkolle takviye edilerek güzel kokulu bitki ve baharatlarla aromatize edilmiş bir tür şaraptır.
  • Martini:Beyaz şaraba şeker, alkol, su, karamel, baharat ve güzel kokulu bitkilerin eklenmesiyle hazırlanan içkidir.
  • Limoncello: Limon likörü.
  • Peroni, Moretti, Menabrea: Yerel bira markaları.
  • Te: Çay

Roma Gece Hayatı

Roma’da gece hayatı gerçek anlamıyla gece başlıyor. İtalyanlar, akşam yemeklerini uzun bir zamana yaydıkları için çoğu mekan gece yarısı açılıyor ve geç kapanıyor. Hatta bazen özel etkinlikler olduğunda güneş doğduğunda bile eğlence devam ediyor. Şarap barları, club’ları, canlı müzk mekanları ve kafeleri ile Roma, gece eğlencesi için çok sayıda seçenek sunar ziyaretçilerine. Roma Gezi Rehberi yazımızda Roma’da gece hayatı mekanlarını sizler için derledik.

Locanda Atlantide

Roma’da genç nüfusun çok yüksek olduğu San Lorenzo’nun enerjisini ikiye katlayan Locanda Atlantide, kentin en meşhur eğlence mekanlarından. Çeşitli canlı performansları ile dünyaca ünlü isimleri de sahnesinde ağırlayan gece kulübü, tüm gece eğlenilebilecek güvenli bir tercih.

Goa

Ara sıra Avrupa’nın en ünlü, çoğunlukla ülkenin en iyi DJ’lerinin performans gösterdiği mekânda, house ve techno müzik türlerinin popüler örneklerine, özel gecelerde etnik ya da alternatif müzik türlerine rastlanabilir. Enerjinin hiç düşmediği Goa, ayrıca ilginç bir geleneğe sahip. Buraya gelenler, ritimlerin coşkusunu sıra dışı ve renkli kostümleriyle zirveye ulaştırıyor.

Akab Club

Şehrin en eski dans kulüplerinden olan Akab, farklı konsepti ve dolu dolu eğlence anlayışı ile Roma gece hayatının olmazsa olmazı. Kulüp, her akşam farklı bir müzik tarzına odaklanıyor. Perşembe günü hip hop müzik, cuma indie ve electro, cumartesi popüler müzik akşamı olarak belirleniyor.

Big Mama

Jazz ve blues sevenlere Roma’nın samimi havasını, müziği ve sahne gösterileriyle kanıtlayan mekân; aynı zamanda dans etmek için ideal. Canlı performanslara yer veren Big Mama, lezzetli içecekleriyle konuklarına mükemmel bir gece sunuyor.

Antico Caffè della Pace

Piazza Navona yakınlarında bulunan Antico Caffè della Pace, 18. yüzyıldan bu yana şairlerin, artistlerin, yazarların ve komedyenlerin favori mekanı olagelmiştir. Sarmaşıklarla bezenmiş ön cephesi, süslü ve rahat iç mekanı, antikaları ve uyumsuz masaları ile son derece ilginç ve keyifli bir mekandır.

Freni e Frizioni

Eski bir araba galerisi olan bu mekan, sonradan bara dönüştürülmüştür. Mekanın adı da buradan gelmektedir (Debriyaj ve Fren). Akşamın erken buluşma yeridir. Bir nevi günün yorgunluğunun atılıp sohbetlerin edildiği, o esnada aperatiflerin atıştırılıp, içkilerin yudumlandığı mekandır.

Diğer şehir rehberleri için Şehir Rehberi sayfamıza göz atabilirsiniz…

× Bilgi Al