Bratislava, resmi ismi Slovak Cumhuriyeti olan, kısaca Slovakya olarak anılan ülkenin başkentidir. Slovakya 1993 yılına kadar Çekoslovakya’nın bir parçası idi. Bu tarihte Çekoslovakya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak barışçı bir biçimde ikiye ayrılmıştır.
Bratislava, Slovakya için son derece önemli bir sanayi şehri olmasının yanı sıra, coğrafi pozisyonu nedeniyle orta Avrupa’daki diğer komşularına göre daha ılıman bir iklime sahiptir. Tuna nehri kıyısındaki şehir, çeşitli kafe ve restoranları ile turistleri ağırlamaktadır. İki farklı bağımsız ülkeye birden sınırı olan tek başkenttir.
*450 bin nüfuslu bu küçük şehrin büyük bölümü yürüyerek gezilebilir. Diğer Avrupa şehirlerinde olduğu gibi Bratislava’nın da “Eski Şehir” denen bir tarihi merkezi bulunmaktadır. Çeşitli sokak heykelleri ile ünlü olan bu kısımda Napolyon Askeri, Hans Christian Andersen, Schöner Naci, Paparazzi gibi pek çok heykeller vardır ancak en meşhuru Cumil isimli olanıdır. Turistlerin en rağbet ettiği ve etrafında fotoğraf çektirdiği heykeldir. Laurinska ve Panska sokaklarının kesiştiği noktada, yerdeki rögar kapağından çıkmış bir adamı temsil eden Cumil’in isminin manası “gözetleyen” dir. Kimilerine göre lağım temizlemesi gereken ama etrafı seyretmeyi tercih eden bir işçi, kimilerine göre de eski şehrin tekrar inşa edilmesini anlatan bir simgedir.
Diğer bir heykel Napolyon Askeri, Hlavne Meydanı üzerindeki bir bankın üzerine eğilmiş olarak durur. Başında Napolyon’un tipik şapkası olduğu için turistlere Napolyon’un kendisini anımsatır. Austerlitz savaşından sonra Fransa ve Avusturya arasında 1805 yılında Pressburg anlaşması imzalanmıştı. 4 yıl sonra Napolyon’un ordusu şehrin yakınlarındaki Devin Kalesi’ni ele geçirmişti. O zamanları hatırlatmak için şehir merkezine Napolyon heykeli konmuştur.
Schöner Naci, bir ayakkabıcının oğlu ve ünlü bir palyaçonun torunu idi. Büyükbabasının şehir sokaklarında gösteri yaparak insanları gülümsetmesi O’nu çok etkilemişti. Kendisi de Bratislava sokaklarında dolaşır, frak ve şapka giyer, yoldan geçen hanımları Almanca, Macarca ve Slovakça “elinizden öperim” diyerek selamlardı. Şehirdeki restoranlardan bedava yemek alır, bazen de yaptığı temizlik işlerinden kazandığı para ile geçinirdi. Şimdilerde şehir merkezinde elinde şapkası ile selam verirken temsil edildiği heykeli ile Bratislava sokaklarında yaşamaya devam etmektedir.
Ünlü masalcı Hans Christian Andersen‘in heykeli Hviezdoslav Meydanı’nda yer alıyor. Şehri çok seven Andersen, Bratislava için ‘ Eğer bir peri masalı istiyorsanız, sizin şehrinizin bizzat kendisi bir peri masalı.’ demiştir. Andersen, Küçük Kibritçi Kız masalını bu şehirde yazmıştır.
Diğer bir ilgi çekici heykel, Radnicna ve Laurinska sokaklarının köşesinde elinde bir fotoğraf makinesi ile bekleyen Paparazzi heykeliydi. Bu sokakta eskiden aynı isimli bir rastoran vardı. Restoran kapanınca heykeli de götürdü. Önemli bir turistik nokta haline gelmiş olan bu heykelin geri getirilmesi için çalışılmaktadır.
*Heykelleri ile meşhur bu şehrin görülmesi gereken noktalarından biri Bratislava Kalesi‘dir. Şehrin panoramik manzarası bu Kaleden göz alabildiğine seyredilebilir. Gece manzarası en az gündüz kadar göz alıcıdır.
1300 yılından kalma St.Michael’s Kapısı görülmesi gereken yerlerdendir. Ortaçağda 4 devasa kapı ile korunan şehirde kalan tek kapıdır. Şehrin sıfır noktası da bu kapının altında işaretlidir. Bu noktadan dünyanın belli başlı şehirlerine olan mesafeler işaretlenmiştir. İstanbul, bu sıfır noktasına 1231 km uzaklıktadır.
Bratislava’da turistlerin yoğun ilgisini çeken diğer bir yapı da , St.Michael’s Kapısının yanındaki 130 cm genişliğindeki minik evdir. Bu evin Avrupa’nın en dar evi olduğu söylenmektedir.
Avrupa turları içinde çok popüler olan Viyana-Budapeşte-Prag üçlüsünü ziyaret eden turistlerin, Viyana’ya sadece 1 saat uzaklıktaki Bratislava’yı görmeden dönmemelerini tavsiye ederiz.
